''yaşantılar, beyinde nöral ağlardır...''

yaşantılar, beyinde nöral ağlardır...
yani sen bir dişiyle ne kadar vakit geçirirsen o kadar nöral ağ yapılır.
fakat, işin bir de hormonal durumu vardır...
sen abaza olduğundan, dişinin yanındayken testesteronun gözüne vurursun ve nöral ağlar daha bir sıkı şekilde örülür neo-korteks'e...
bu kadar nöral ağ sonucunda beyin şöyle düşünür: ''var bir hikmeti ki bu saçma dişi hakkında birçok nöral ağ bulunuyor.''
ancak o senin abazalığını denklemin dışında tuttuğu için böyle bir yanılgıya düşer.
o dişi daha özel algılanmaya başlanır ve ananın anlattığı hikayelerde de her erkek ''aşık olduğu'' için, sen de adını koyamadığın bu olaya ''aşk'' dersin.
oysa ki sadece, beta-omega olmandan dolayı dişinin kalkanlarını yıkıp seni cazibesiyle ve 100 gram etle oynatması olayıdır.
sonra seni gibtir eder ve sen üzülürsün ; nöral ağlar daha da derinleşir.
fakat onu unutmaya kararlısındır ; fakat nöral ağlar yavaş silinir.
unuttuğunu sanarsın, ancak nöral ağlar asla tamamen silinmez...
onu her gördüğünde tekrar hatırlanır ve beyin tekrar canlandırır o anıları.
sen de tekrar aşık olduğunu sanarsın.
aşk acısı budur, bitmez...
tek bir bitiş yolu vardır, onu da altın vuruşla aşacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder